30 Ekim 2013 Çarşamba

HAYATA DAİR 45 DERS


Plain Dealer, Cleveland, Ohio'lu 90 yaşındaki Regina Brett'in kaleminden:

1. Hayat haksızlıklarla dolu ama yine de güzel.
2. Şüphede kalma, ikinci bir adım daha at!
3. Hayat, nefrete harcayacak kadar uzun değil.
4. Hastalandığında sana işin değil, ailen, arkadaşların bakacak. Onlarla ilişkini koparma!
5. Her ay kredi kartlarını ödemeyi unutma.
6. Her tartışmayı kazanacaksın diye bir şey yok!. Fikir farklılıklarını kabul et.
7. Ağlayacaksan, bir başkası ile birlikte ağla! Tek başına ağlamaktan evladır.
8. Küçükte olsa sevdiklerini hediye ver, bu seni ve onları mutlu eder.
9. İlk maaşından başlamak üzere, emekliliğine para ayır.
10. Söz konusu çikolataysa, direnmenin anlamı kalmıyor.
11. Geçmişinle barış ki, bugününün içine etmesin!
12. Çocukların seni ağlarken görsün! Bundan kaçınma.
13. Hayatını başkaları ile mukayese etme, ötekilerin neler çektiğini bilmiyorsun!
14. Bir ilişki gizli olacaksa, sen içinde olmamalısın!
15. Göz kırpacak kadar bir zamanda her şey değişebilir. Ama merak etme, Tanrı asla göz kırpmaz.
16. Derin bir nefes al, kafanı sakinleştirir.
17. Güzel ve yararlı olmayan, seni mutlu etmeyen her şeyi çöpe at.
18 Her ne yaşıyorsan, seni öldürmediği müddetçe, güçlü kılar.
19. Mutlu bir çocukluk geçirmek için geç kalmış değilsin de, bu sadece ve sadece sana bağlı.
20. Hayatta sevdiğin her ne ise, peşinden giderken asla "hayır" sözcüğünü cevap kabul etme.
21. Mumları yak, değerli yatak takımlarında uyu, kendine pahalı iç çamaşırları satın al. Bunlar için özel fırsatlar bekleme, bugün zaten özeldir.
22. Önce hazırlan, sonra da kendini akıntıya bırak.
23. Şimdiden egzantrik ol! Kırmızı giymek için yaşlanmayı bekleme.
24. En önemli seks organı beyindir.
25. Mutluluğun için senden başka sorumlu yoktur! .
26. Her yaşadığın felaketin ardından kendine şu soruyu sor: "Beş yıl sonra bunun benim için ne önemi olacak??"
27. Daima yaşamı seç.
28. Herkesi, her şeyi affet.
29. Başkalarının senin hakkında ne düşündüğü seni ilgilendirmez! .
30. Zaman her imkâna sahip. Zaman tanı!
31. Durum ne kadar iyi veya kötü olursa olsun, değişecektir.
32. Kendini fazla ciddiye alma, kimse almıyor ki zaten!.
33. Mucizelere inan.
34. Tanrı, Tanrı olduğu için seni seviyor. Yoksa yaptıkların ya da yapmadıkların için değil.
35. Hayatı denetlemeyi bırak! Öne çık, kendi hayatını kendin yarat.
36. İki seçeneğin var "Erken ölmek" ya da "yaşlanmak".
37. Çocuklarınızın, yaşayacak başka çocukluk dönemi yok!.
38. Sonuçta gerçekten önemli olan sevmiş olmandır.
39. Her gün dışarı çık.Mucizeler her yerde seni bekler!.
40. Dertlerimizi bir torbaya doldurup, milletinkilerle bir arada görsek, bizimkileri geri toplardık.
41. Kıskançlık zaman kaybıdır. Zaten ihtiyacınız olan her şeye sahipsiniz.
42. Her şeyin en iyisini daha yaşamadın.
43. Kendini nasıl hissedersen et, kalk, giyin ve dışarı çık!
44. Yol ver!

45. Hediye paketinde olmasa bile, hayat yine de bir hediyedir.

25 Ekim 2013 Cuma

21 Ekim 2013 Pazartesi

HAYAT BEDEL ÖDEMEYE DEĞER Mİ ?

Hepimiz hayatımızda yaşadıklarımız için bazı bedeller öderiz. Bu bedellerden bir kısmı ödenmeye değer. Bir kısmı ise belimizi büker. Yaptıklarımızın, değer yargılarımızın, kararlarımızın bir faturası illaki olmak zorunda. Bu faturalar kimi zaman borç gibi ödenmek zorundadır, kimi zaman da alacak bakiyesi gibi kazançlarımız olur. Önemli olan neyi ödüyorum ve ne kazanmışımın cevaplarını verebilmek. Verebiliyorsak eğer bu bedeller ödenmeye değmiştir. Ama yok veremiyorsak işte o zaman iç hesaplaşma başlar. Hayatın bize ne getireceğini bilemeyiz desek de aslında bizi haberdar eden olaylar yaşarız. Ama o zaman içinde bulunduğumuz koşullar bizi karar vermeye zorlar. O karar anında yanlışlığını veya doğruluğunu hesaplayacak vaktimiz ve lüksümüz olmayabilir.Zaten hayatımızı da hesaplarla yaşayamayız. Gün gelir boşver inceldiği yerden kopsun, koptuğu yerden bağlarız deriz. Gün gelir günlerce düşünür, taşınır, danışır en doğrusu neyse onu yapmaya çabalarız. O anda bilebilir miyiz en doğrusu nedir ? Yaşadıkça görür, meyvalarını vermeye yada bedellerini ödemeye başladıkça anlarız kararlarımızın doğruluğunu veya yanlışlığını. Orta yol bulmak gerek derim ben.Ne ince hesaplar ne de boşvermişlikler.Biraz mantık biraz da hislerimizle kolaylaştırabilmeliyiz hayatımızı. Yaşadığımız hayat bedel ödemeye değer mi ? Değer ise ağır bedeller ödemek zorunda kalmayacağımız, hanemize hep alacak bakiye işleyecek bedeller ödemek dileğiyle.... Sibel Öztürk-Ağustos 2013

MUTLU ANILARDAN KAÇILIR MI ? EVET BEN KAÇTIM !

Arkama attığım, beynimin en ücra köşesindeki arşive gönderdiğim , hatırlamak istemediğim ne kadar güzel anım var ise bugün görüşe çıkardım. Bir daha asla yaşayamayacağım diye düşünmek bile istemediğim tüm güzel anılarım. Mutlu olduğum tüm zamanları sırf bir daha geri gelmeyecekler diye kıskançlık ve kızgınlıkla hatırladığım hatıralarım. Sırf , sensiz kaldığım için kızdığım sokaklar, kaldırımlar, parke taşları.. Sırf sen yoksun diye , uçabildikleri için kızdığım martılar , kıskançlıkla izlediğim elele yürüyen sevgililer . Hepinizi aldım çıkarttım dışarıya. Hesaplaşma günü. Karış karış, adım adım gezdim bugün anılarımı. Kaçtığım ne varsa.... Korktuğum ne varsa... Mutlu günlerimi hatırlayıp da üzüldüğüm ne varsa, neresi varsa üstüne gittim bugün. Mutlu anılarım artık beni üzemeyecek. Yendim onları. Çok rahatladım. Hiçbir şey almasam da her mağazaya girdim. Bir şey yiyip içmesem de her cafede oturdum. Her sokağına girip çıktım , derin derin nefes alıp içime çektim hala kömür kokan havasını . Her köşe başındaki çiçekçiden çiçek aldım senin yaptığın gibi. Dünya varmış. Mutlu anılarım, hatırlamak istemediğim güzel hatıralarım artık beni üzemeyecekler. Ve ben artık orada nefes alabiliyorum. Yendim seni egom. Sibel Öztürk -Mayıs 2013

10 Aralık 2012 Pazartesi

SIBEL'DEN INCILER